Bilim İnsanları Ay’da SETI Gözlemevi Kurmak İstiyor

Gözlemevi

Breakthrough Listen tarafından desteklenen bir grup araştırmacı bilim insanı Ay‘da SETI gözlemevi kurmak istiyor.

Ay’da SETI Gözlemevi Nasıl Kurulacak?

SETI projesi, Dünya dışı bir uygarlıktan veya başka bir gezegenden gelen mesajların varlığının saptanması ve incelenmesi amacı ile ön çalışmaları 1960’lı yıllarda ABD tarafından yapılan, daha sonra geliştirilerek 1971’de NASA tarafından devam ettirilen bir projedir.

Araştırmacı bilim insanlarına göre, Ay’da kurulacak SETI gözlemevi ile dünya dışı akıllı yaşamın izlerini bulmak çok daha kolay olacak.

Bilim insanları Ay’ın Dünya‘dan uzağa bakan yüzüne SETI radyo gözlemevi kurulması için National Academy Sciences Planetary Science and Astrobiology Decadal Survey‘e başvuru yaptılar. 10 yıl sürecek olan bu araştırmada, dünya dışı yaşamı araştırma konusunda en çok karşılaşılan problemlerden olan yüksek miktardaki radyo parazitlerinden bahsedildi.

Dünya’nın uydusu Ay’a kurulacak radyo teleskobu, yalnızca Dünya’daki radyo parazitlerinden kurtulmuş olmayacak aynı zamanda Dünya’nın atmosferi tarafından engellenen radyo spektrumu parçalarını açarak dünya dışı akıllı yaşamı bulma şansını daha da artıracak.

İlk Gözlemevi Çalışmaları 1960’ta Başladı

Berkeley SETI Research Center‘dan Eric Michaud, Ay’a gitmek için gerekli olan taşıma altyapısının geçtiğimiz 10 yıla göre çok daha ucuz olduğunu söylerken “Belki bugün değil ama bence zaman geçtikçe daha da uygun olacak” dedi.

Radyo parazitlerinin SETI için bir problem olması yeni bir şey değil, başından beri bulunuyor. 1960’ta gezegen bilimci Frank Drake gözlem yapmaya başladı. Birkaç günlük gözlemden sonra oldukça güçlü bir radyo sinyali yakalandı. Doğal bir dünyada, bu kadar güçlü bir radyo profili oluşturacak hiçbir şey yoktu. Drake, “Hiçbirimiz böyle bir şey görmemiştik” diyor. Ancak tahmin edilebileceği gibi bu sinyal, uzaylı bir medeniyetten gelmemişti; bir uçaktan gelmişti.

Yaşanan bu hayal kırıklığı, 1960’lı yıllarda Drake tarafından yürütülen çalışmalarda da devam etti. Araştırmacılar, binlerce yıldız boyunca onlarca SETI araştırması yürütse de elleri hep boş kaldı. Bu dönemlerde askeri radarlar, TV kuleleri, cep telefonları ve uydular nedeniyle radyo parazitleri daha da arttı. Tabii Dünya dışından gelebilecek bir sinyalin de bunların arasında kaybolma ihtimali de aynı oranda artış gösterdi.

Ayrıca Dünya’nın kalın atmosferi de bir engel teşkil ediyor. Ancak bizim tersimize Ay’ın atmosferi bulunmuyor ve geceleri, haftalarca sürebiliyor ki bu da Güneş‘ten gelecek radyo parazitlerinin sınırlı olacağı anlamına geliyor. Yani Ay’ın Dünya’ya uzak tarafındaki geceler, uzaklardan gelecek radyo sinyallerini dinlemek için oldukça huzurlu bir yer.

Breakthrough Listen’ın araştırmasında Ay’daki SETI gözlemevi için 2 yaklaşım öneriliyor: bir uydu ve yüzeyde bir teleskop. Uydu, Ay’ın uzaktaki yüzündeyken sinyalleri tarayacak ve yakın yüzündeyken de verileri Dünya’ya gönderecek. Böyle bir uydunun Ay’a gönderilmesi 20 milyon dolardan çok daha ucuza mal olabiliyor.

Ay’da SETI Gözlemevi’nin Dezavantajları

Tabii Ay’daki SETI gözlemevi’nin çeşitli dezavantajları da var. Bu dezavantajlardan en önemlisi uydunun, Ay’ın koruyucu kalkanlarının büyük bir çoğunluğunu kaybetmesi ve Ay’ın yüzeyinden çok uzakta olacağı için Dünya’dan gelen radyo parazitlerine karşı savunmasız kalması.

Berkeley SETI Research Center direktörü ve araştırmanın 2. yazarı Andrew Siemion, Ay’ın uzak tarafından yapılacak ilk gözlemlerin yörüngeden gerçekleştirileceğini ifade ediyor. En nihayetinde yüzeye oldukça büyük bir teleskop yapmak isteneceğini söyleyen Siemion, belli bir noktadan sonra bunun da yeterli olmayacağını dile getiriyor.

Aslında Ay’a bir gözlemevi kurmak fikri ortaya yeni atılan bir şey değil. 1970’li yıllarda bilim insanları, Ay’ın kraterlerinin radyo çanağı olarak kullanılabileceği fikrini ortaya atmış ancak o dönem için Ay’a kurulacak bir radyo gözlemevinin çok pahalı olacağı sonucuna varılmıştı. Ancak günümüzde Rocket Lab ve SpaceX gibi ticari firmaların varlığı ve bu firmaların uzay seyahatlerinin maliyetini oldukça düşürmesi ile artık çok daha mümkün olabileceği ifade ediliyor.

Ayrıca bu fikir ilk ortaya atıldığında radyo gözlemevinin kurulması için insanların da gitmesi ve kurulumu gerçekleştirmesi gerekiyordu. Aradan geçen 40 yılın sonunda otonom teknolojisi insanları bu denklemden çıkaracak kadar genişledi ve Chang’e 4 uzay aracı, Ay’ın uzak tarafına otonom olarak inmeyi başardı.

Tabii Ay’ın uzak tarafına yapılacak bir radyo gözlemevi kurulumu birçok zorluğu da beraberinde getiriyor ki bunlardan biri de haftalar boyunca sürecek olan gecede enerjinin nereden tedarik edilebileceği. NASA‘nın bu konuda küçük nükleer reaktörlerle çalışması olsa da henüz uzayda test edilmiş değil.

Tüm bunlara rağmen Siemion ve Michaud oldukça umutlu. Astronominin geleceğinin büyük bir kısmının uzayda olacağını söyleyen Siemion, uzaya erişimin daha da ucuzlaması ve daha demokratikleşmesi ile astronominin de uzaya taşınacağını ifade ediyor.