Kuantum dolanıklık ile ilgili merak edilen tüm soruları sizler için cevaplandırdık. Detaylar yazımızda.
1935 yılında Erwin Schrödinger tarafından ortaya atılan Kuantum Dolanıklık İlkesi, insanları ürkütecek bazı gerçekleri ortaya çıkardı.
Kuantum Dolanıklık İlkesi Nedir?
Kuantum Fiziği’ne ilgi duyan pek çok kişinin yolu en azından bir kez Kuantum Dolanıklık İlkesi’ne çıkmıştır. Daha önce yolunuz düşmediyse bile sizin için ürkütücü ve bir o kadar da ilginç olan bu ilke hakkında tüm bilinenleri sizler için derledik.
Bu ilkeye göre aynı anda ya da aynı kaynaktan yaratılan 2 madde ya da nesne, birbirleri ile sürekli bir dolanıklık halinde bulunur. Örneğin aynı anda fırlatılmış fotonlar, birbirleri ile sürekli etkileşim halindedir. Bu kısım halihazırda çok önemli bir detay gibi gözükmeyebilir. Çünkü evrende var olan her şeyin birbiri ile etkileşim halinde olduğunu söyleyen pek çok teori ve iddia zaten var.
Ancak işler tam da bu andan itibaren garipleşiyor. Örneğin aynı kaynaktan fırlatılan 2 elektronun birbirine zıt bir şekilde döndüğünü varsayalım. Siz bu elektronlardan birisini birbirine ne kadar uzakta olursa olsun döndürürseniz, diğeri de aynı anda yönünü değiştirir.
Öncelikle bu 2 parçanın kopya veya klon olmadığını, spinlerinin, hızlarının ve pozisyonlarının farklı olduğunu belirtelim. Tüm bu alakasızlığa rağmen aynı anda veya aynı kaynaktan fırlatılan bu maddeler, birbirlerine ne kadar uzak olurlarsa olsunlar etkileşim halinde bulunurlar.
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta da, birisinin yönünü çevirdiğinizde diğerinin de aynı anda tepki vermesi. Örneğin 2 parçanın birbirine 3 ışık yılı uzakta olduğunu varsayalım. Uzaydaki en üst hız limitinin ışık hızı olduğunu kabul edersek 2 parçanın birbiri ile iletişim kurması en üst hızda 3 yıl sürer. Ancak bu maddeler 3 ışık yılı da olsa, 3 milyon ışık yılı uzakta da bulunursa bulunsun aynı anda etkileşime geçiyorlar.
Kuantum Dolanıklık İlkesi bir kuram veya teori değil ilkedir. Kuantum bilgisayarlarının çalışma prensibinin temelini oluşturur ve tartışmaya açık bir konu değildir. Bütün fizikçiler tarafından var olduğu ve doğru olduğu kabul edildi.
Peki bu nasıl oluyor? Bu durum hakkında ortaya atılmış iki popüler teori bulunuyor.
Bunlardan birincisi bizim gözlemleyemediğimiz bir enerji bağının bulunduğunu savunuyor. Bu enerji bağı o kadar hızlı ki ışık hızı yanında önemsiz kalıyor. Ancak günümüz fizik kurallarını incelediğimizde, bu iddianın şu an için mümkün olmadığını söyleyebiliriz. Görelilik Kuramı’na göre evrendeki en üst hız limiti ışık hızıdır. Bu iddianın sahipleri eğer bu iddia doğru ise bilgiyi, veriyi ve hatta canlıları ışınlamanın mümkün olduğunu savunuyor.
Bir diğer görüş ise, bu hareketin bir illüzyondan ibaret olduğunu savunuyor. Bunun sebebi yukarıda da bahsettiğimiz gibi, evrende bulunan her şeyin birbirleri ile zaten bir dolanıklık halinde bulunduğunu savunan teorilerin varlığıdır. Sicim Teorisi gibi teoriler, evrendeki her şeyin birbirleri ile iletişim kurduğunu belirtir. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış olsa da, ikinci grup bunun nedenini buna bağlamakta. Peki Kuantum dolanıklık ile ışınlanma ileride mümkün olabilir mi?
Kuantum Dolanıklık ve Kuantum Işınlanma
Dolanıklık halinde bulunan 2 parçacık birbirleri ile konum, spin, momentum ve polarizasyon gibi kendilerine ait ve fizik için önemli bilgiler paylaşırlar. Ancak şu an için ana görüş, Belirsizlik İlkesi’nden gücünü alan bir yorum olarak dolanıklığı bilgi ve madde ışınlamasında kullanamayacağımız yönünde.